Tag Archives: yavrukuş

İlk Sahne Deneyimim

Allah’a çok şükür, bugünü de (14 Mayıs 2009) gösterdi bana 🙂 Malum takip

İMHA (biz lan)

İMHA (biz lan)

eden okuyucu hatırlayacaktır grubumuzun yaşadığı talihsizlikleri. Neredeyse dağılmanın eşiğine geldik. Ama iyi toparlayıp sonunda yıllardır yapmak istediğim şeyi yaptık. Bu kadar olumsuzluk yaşayınca artık iyiden iyiye ümidi kesmiştim. Ama oldu.

Kara Kedi Stüdyosu‘ndaki provamızdan çıktıktan sonra Ferdi Abi bize Death Shot isimli bir grubun ZIBAR‘da kendilerinden önce sahneye çıkacak, şöyle 9-10 tane şarkı çalacak bir grup aradığını söyledi. Biz de zaten iyiden iyiye ümidi kestiğimizden olur abi dedik. Yani dağılacaksak ta en azından çalar öyle dağılırdık. Neyse işte, vokalistleri ve davulcuları geldiler sağolsunlar, dinlediler bizi. Beğenmiş olacaklar ki arkadaşlar perşembe görüşürüz dediler. Perşembe günü epey bir olay yaşadık, şimdi o kadar detay girmeyeceğim. Death Shot’ın sahnesi olacağından kimseyi de çağırmadık özellikle. Sonuçta 10 şarkı çalıp inecektik. Hatta ne yalan söyleyeyim s.çarız diye de çok korkuyordum. Şimdi bizim eski ritim gitar İlker ayrıldığı için bazı şarkıların alt yapısı çok boş kalıyordu. Biz de en azından birkaç şarkıda bize eşlik etsin diye eskiden çalıştığımız bir arkadaşımız Oğuz’dan yardım istedik. O da sağolsun kırmadı bizi. Soundcheck’tir, Oğuz’un disstortion ayarıdır derken epey oyalandık. Sonra Dead Shot ses kontrollerini yaptı. Sağolsun davulcuları bir crash zili ile bir de splash’ini kullanmama izin verdi. Vee, sahneye çıkma anı geldi. Saat 21:45 civarı falandı. Sahneye çıktık ve aşağıdaki şarkıları sırasıyla çaldık.

1. Yine: Güzel bir giriş şarkısı. Çalarken heyecandan çok saçmaladım yalnız, hızlanmışım aralarda.

2. Bakma Yüzüme: Dorian’ın parçası, güzel de bir parça. İyi çaldık.

3. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa: Önce çok tereddüt ettim, sonradan güzel gitti. Bunda baya alkış aldık bak.

4. 1000 In The Eastland: Programın tümünü düşününce en güzel parçalardan birisiydi. Aralarda “hey hey hey hey” çektirdik seyirciye.

5. Bilmece: Benim en sevdiğim parçalardan birisiydi. Güzeldi, millet sevdi.

6. Nefesini Tut: Ara kısımlarda verdiğimiz es’ler mükemmel oldu.

7. Pencere: Çok pis sıçtığımız parça oldu. Haa, rezil etmedi ama baya bir canımızı sıktı. Halbuki en kolay parçaydı be 🙂

8. Köpek: İşte en çok korktuğum parça. Normalinden biraz yavaş çaldım bu yüzden, çok şükür gitti.

9.  Song 2: Lan acayip güzeldi be, Savaşalp en çok bunu beğendi. Ve işin güzel kısmı bu parça için stüdyoda çalışmadık. Programdan birkaç saat önce DONAS‘ta karar verdik.

10. Send The Pain Below: Vokali Oğuz devraldı. Önce Alper’le akustik olarak ilk kısmını çaldılar. Millet şaşırdı hep böyle mi devam edecek diye. Ondan sonra bir girdik lan parçaya inanamazsın! Çok iyi, baya alkış aldık.

11. Aylar Geçer: Son parçamız. Orta kısmında bir yerde es verecektik. Ben unuttum çalmaya devam ettim. Gitar ve bas susmuştu. Ben hiç bozmadım; Hasan hemen toparladı. Sonra ben ritmi düşürdüm. Hasan süper bir giriş yaptı ve bitirdik. Çok alkışladılar sağolsunlar.

Şimdi gecenin ardınan bazı notlar:

1. O gün hiç stüdyo yapmadık. Sadece ben 1 saat kendim yalnız çalıştım.

2. Oğuz’la hiç prova yapmamamıza rağmen, gerçekten elinden gelenin en iyisini yaptı sağolsun.

3. Kimseye haber vermedik. Sadece yavrukuş, Selma, Okuyucu, Volkanlar (Sercan, Benan, Hüseyin) ve Alp geldi. Haa, İbrahim’in de arkadaşları gelmişlerdi sağolsunlar.

4. Program bittiğinde aldığım tepkiler, benim kendi gördüğüm eksiklikler, dışarıya yansıyan eksiklikler, dışarıya yansımayan eksikler topladığımda o gece için performansımıza 10 üzerinden 7 veriyorum. Belki torpil yapıyorum. Ama olsun lan, ilk sahnemiz üzmeyin beni.

5. Bugün sahnede İbrahim (bass), Hasan (vokal), Alper (solo ritim gitar) ve Oğuz’la (back vokal ritim gitar) çaldık. Aa dur lan, İbrahim de back vokal yaptı. İyi de yaptı kardeşim 🙂

6. Grubun adını 2 gün önce koyduk: İMHA. O geceye de aynı adla çıktık. Ve bu isimle de devam edeceğiz.

7. Bunu yanlış anlamayın sakın. O gece sahnede İlker’le, Volkan’la, Mert’le çalmak isterdim. Yani ben ilk sahnemde (her ne kadar ön grup olarak bile olsa) hep bu üçünden birisi olur diye düşünürdüm. Hele İlker, içlerinde en eski tanıdığım ve ilk çaldığım gitaristtir. Olmadı.

9. Biz sahneden indik. Asıl grup Dead Shot çıktı. Onların performanslarının ortalarına doğru biz mekandan ayrılırken içerisinde gizli bir metalci saklı olduğuna inandığım Muharrem abi yanımıza gelip gecenin en güzel sözünü söyledi. “Gençler şarkılarınızı arttırın, size burada bir gece verelim. Her hafta çalın. Beklediğimizden çok çok iyiydiniz.” Herhalde bunu duymak müzikle uğraşan her insan için çok güzel olmalı.

Şu an tahminim, hemen bir ritim gitar bulup işleri yoluna koyar ve devamını getiririz. Hadi bakalım hayırlısı.

Saçlarım Uzuyor

Bir süredir ihmal ettim blogu ya, şimdi acısını çıkarıyorum. Bu başlığı da Burcu‘nın ısrarı üzerine yazıyorum.

Lan bir süredir ayıptır söylemesi saçlarımı uzatayım dedim. Yani 20 senedir bir fiil 3 numara gezdiğimden içimde kalmış lan bu heves. Neyse, alttan alttan, enseden enseden uzatıyorum biraz biraz. Hoşuma da gidiyor. Hatta son gittiğim konserde headbang dediğimiz kafa sallama olayında farkettim ki saçlar uzunken daha bir zevkli oluyormuş. Lan uzun da dediğime bakmayın aha işte yandaki resimde kırmızı ile belirlediğim yer kadar birşey. Uzun değil yani fazla. Ama benim saçlarımın sert ve sık telli olması durumundan dolayı saçlarım acayip bir kabarma eğilimi gösteriyorlar. Yani uzayan saçlar yanlara düşmüyor, dümdüz uzuyorlar. Özellikle sabah kalktığımda eğer o gece çok döndüysem yatakta saçlarımın durumunu tahmin edebiliyorsunuz. Ve bu da çevremdeki herkesin dikkatini çekiyor 🙂 Funda bugün 300 defa “Ayy Mesut, saçlarını kestir” dedi. Yavrukuş her Allahın günü “o saçlar kesilecek” diyor. babam zaten ayrı bir dert 🙂 Lan benim de nasıl hoşuma gidiyor. Dur bakalım bir süre daha takılayım böyle. Ama ne var biliyor musunuz, rüzgar estiği zaman saçlarımın uçuştuğunu hissetmek süper bir duygu be!