Tag Archives: Milyon Performance Hall

Pentagram – 19 Şubat 2022 Eskişehir Konseri

Önceki gece (19 Şubat 2022’de), çok uzun süre sonra ilk defa bir konsere gittim. Pentagram, Eskişehir’de Milyon Performance Hall‘de sahne aldı. Uzun süre kararsız kalıp ve hatta gitmemeyi düşünürken bir anda karar değiştirmemi sağlayan gelişmelerle başlıyoruz. Güzel bir konser yazısı olacak.

Ülkemizin en popüler metal müzik grubu Pentagram’ı Eskişehir‘de daha önce de defalarca izlemiştim. Ancak 19 Şubat’ta yapılacak konsere gitmekle ilgili ciddi tereddütlerim vardı. Sanki benim bu hissimi anlamışlar gibi arkadaş ve iş çevremdeki herkes “Geliyor musun?“, “Gidiyor muyuz?” diye mesajlar attılar hafta boyunca. Konserden iki gün önce yine arkadaş grubumuzda yazışırken Mustafa, “Ben Pentagramı hep seninle izledim. Bu sefer de öyle olsun isterdim.” dedi. Birkaç dakika sonra Biletix‘ten (3,5 lira e-posta gönderme ücreti ilaveli olarak) biletimi almıştım bile.

Konser akşamı Mustafa’yla birlikte Milyon Performance Hall’e gittik. Aynı gün Yiğit ve Mehmet‘le mesajlaşmıştık ancak kapı açılışına yarım saat kala gelip kapıda beklemeye başlayınca nasılsa kuyrukta denk geliriz diye bir daha aramadım. Kuyruktayken Kübra, Hazal, Tuğba, Utku, Koray, Mustafa (küçük kardeşim) ve Fatih Mert geldiler. Yarım saat kuyrukta bekledikten sonra saat 19.30’da kapı açıldı. Girişte HES kodu, kimlik, bilet kontrolü yapılıp üstümüzü aradılar. Sonra da konser alanına girdik. Eskişehirliler bilir, burası eski Hayal Kahvesi isimli mekan. Yalnız sahneyi bu işletmeci ters tarafta, yani sırtını cadde tarafına vererek kurmuş. İçeri girdiğimizde en önler dolmaya başlamıştı. Biz de grupça gidip oraya yerleştik. Ben o ana kadar konseri akustik sanıyordum 🙂 Sahnede Metoboy gitarını görünce şimşekler çaktı! Elektrik set çalacaklardı!

Konser 21.00’de başlayacaktı ancak elbette olmadı. Saat 21.00’e doğru rodiler son kontrolleri yaptılar. Davula kamera kuruldu. Tek tek gitarlar ve mikrofonlar kontrol edildi. Işık sistemi kontrol edildi. Mekan giderek doluyordu. Bu esnada Metallica ve Megadeth başta olmak üzere epey iyi şarkılar çalıp milleti gazladılar sürekli.

Nihayet saat 21.30’da Pentagram sahneye çıktı. Ancak vokalleri yoktu. O anda anladım ki Hakan Utangaç vokale geçecek ve epey sert bir başlangıç olacaktı. Hakan Abi sahnenin ortasında sırtı dönük bir poz verdi ki anlatamam! Levan umarım bu anı yakalamıştır. Bu arada grubun çok iyi bir de foto ve kamera ekibi var. Bu ekipten Levan Uzbay, ülkemizin son yıllardaki en iyi konser fotoğrafçısı. Sabhankra‘yla yaptığı çekimlerden tanıdığım bu arkadaşımız son üç dört yıldır Pentagram’ın da kadrolu fotoğrafçısı 🙂

Mustafa – Furkan – Fatih Mert

Konser’in bundan sonraki kısmını çalma listesi eşliğinde anlatacağım. Açıklama yazmadığım şarkılarda da parantez içerisinde parçayı kimin söylediğini yazacağım.

  • Bu Alemi Gören Sensin: Vokalde Hakan Utangaç’la başladılar. Seyircinin de katılımıyla çok gaz bir başlangıç oldu. Hazır vokalde Hakan Abi varken belki Rotten Dogs da çalarlar dedim ancak olmadı, çalmadılar.
  • Vita Es Morte: Hakan Utangaç, tek bir şarkı söyleyip sahneye Ogün Sanlısoy‘u davet etti. Ogün Sanlısoy, grubun ilk albümlerinde vokal olarak yer aldığından söylediği parçalar da o yıllardan oldu. Şarkıları bilen kemik fanlar eşlik etti kendisine. Ancak nakaratlarda yine tüm salon peşindeydi.
  • Noone Wins The Fight: (Ogün Sanlısoy)
  • Fly Forever: (Ogün Sanlısoy)
  • Şeytan Bunun Neresinde: Tüm gece boyunca Murat İlkan’ın söyledikleri hariç, Türkçe şarkılar İngilizce olanlardan daha çok reaksiyon aldı. Şeytan Bunun Neresinde ise Ogün Sanlısoy’un sesiyle ve tarzıyla çok güzel oldu bence. Salonda tam dört kuşak izleyici vardı. Hemen herkes nakaratta birleşti, tek ses oldu.
  • Doğmadan Önce: Ogün Sanlısoy, sahneye Gökalp Ergen‘i davet etti. Vokalist değişimlerinde küçük introlar çalındı. Gökalp Ergen sahneye inanılması zor bir enerji ve hırsla çıktı. Konserden bir gün önce grubun resmi hesabında, sahnedeyken mikrofon sehpasıyla yaptığı güç gösterisi paylaşılmış ve sağlamlık testini geçti şeklinde bir espri yapılmıştı. Bu gece de aynı şovu yaptı Gökalp Ergen. Doğmadan Önce, 2012’de yani tam 10 sene önce çıkan Pentagram’ın yeni bestelerinden oluşan son, Gökalp Ergen’in ise bu grupla kaydettiği ilk albüm olan MMXII‘den bir parça. Marş niteliğindeki nakaratlara tüm salon eşlik ettik. Yanılmıyorsam bu şarkıda Levan’ın da sahne önünde epey eğlenip eşlik ettiğini, konserdeki izleyicilerden pek de farklı olmadığını gördüm.
  • Uzakta: (Gökalp Ergen)
  • Wasteland: Çok sevdiğim bir parça. Gökalp Abi de çok iyi söyledi. Ancak bu şarkıda benim favorim gruba klavyelerde eşlik eden Ozan Tügen oldu. Şarkıdaki back vokalleri talk box kullanarak yaptı. Tüm şarkılardaki etnik enstrümanları ve synth altyapılarını o çaldı. O çok büyük bir müzisyen!
  • Geçmişin Yükü: Pentagram’ın son yıllardaki en popüler şarkılarından birisi dersem yalan olmaz. Herkesin bildiği ve eşlik ettiği şarkılardan birisiydi. Nakaratları seyirci söyledi.
  • 1000 In The Eastland: Gökalp Ergen, şarkıyı bitirince sahne yine karanlıklara büründü ve Murat İlkan anons edildi! Aman tanrım! Ne müthiş bir çığlık koptu salondan. Arkamı döndüm ve “biz galiba Murat İlkan’ı daha çok seviyoruz” dedim. Herkes gülerek bana katıldı. Parçanın efsane introsu Ozan Tügen’in klavyeleriyle daha bir epik oldu. Biz bu şarkıyı Alper‘le 2008’de günlerce dinledik, çaldık, melodi yaptık. Diskografilerindeki en sevdiğim şarkılardan biridir. Konserde tüylerimin diken diken olduğu ilk an bu an oldu.
  • Anatolia: Murat İlkan, şarkıyı Türkçe söylemeyi tercih etti. Eski bir şarkı olmasına rağmen yine tüm salon hep bir ağızdan eşlik ettik. Anatolia, Bir, MMXII albümündekiler ve son yayımlanan single şarkılarla birlikte, grubun hatırı sayılır miktarda Türkçe şarkısı olduğunu fark ettim.
  • Lions In A Cage: İşte o şarkı! This Too Will Pass‘le birlikte grubun en sevdiğim parçası! Murat İlkan’ın sesinden bir kere daha dinledim. Henüz ilk notalarında tüylerim diken diken oldu, 2. defa! Parçadaki ara bölümü yapmayıp iki defa solo çaldılar. Kim daha iyi vokaldir tartışmasına hiç girmiyorum ancak Unspoken‘daki şarkıları kimse Murat İlkan kadar iyi söyleyemez diyebiliyorum. Bu ülkede Murat İlkan gibi bir ses, böyle bir sanatçı var!
  • Ölümlü: Ben This Too Will Pass‘i çalarlar diye bekliyordum, hatta emindim. Ancak olmadı, çalmadılar. Bu yüzden Ölümlü’yi dinlerken biraz hayal kırıklığım vardı.
  • Bu Düzen Yıkılsın: Murat İlkan, sahneye yeniden Ogün ve Gökalp abileri davet etti. Sırada grubun single olarak yayımladığı şarkılar vardı anlaşılan. Öyle de oldu. Bu Düzen Yıkılsın, özellikle davul soundunun zirve yaptığı bir şarkı oldu. Davullar çalınsın kısmında cidden davul ön plana olabildiğince çıkmıştı.
  • Sur: Pentagram’ın geçtiğimiz yıl yayımladığı bu üç single’da da koro vokal vardı. Ben çok beğenememiştim. Ancak bu şarkı melodik girişiyle bir anda konserde başlayınca aslında gayet klas bir şarkı olduğunu fark ettim. Hatta şu anda yazıyı yazarken Sur çalıyor.
  • Gündüz Gece: Üç vokalle hiç dinlememiştim. Ancak çok popüler bir eser olduğundan tüm salon coşkuyla eşlik etti.
  • Tigris + Bir: Gecenin son performası oldu. Parçaya Tigris’le girdiler. Hayatımda Tigris kadar gaz ve gerilim dolu intro az dinlemişimdir. Ne zaman, nerede dinlersem dinleyeyim etkisi muazzam oluyor. Bir’i çalmaya o kadar gaz ve yüksek başladılar ki anlatamam. Ortalara doğru davulcu Cenk Ünnü bile Gökalp abinin uzattığı mikrofonla parçaya eşlik ediyordu. Parça biter bitmez rodiler ve fotoğraf kamera ekibi sahneye fırladı, böylece konserin de bittiğini anlamış olduk.
  • Sonsuz: Ogün Sanlısoy, sahneden anons etti: Bu şarkıyı sizin söylemenizi istiyoruz! Böylece tüm salon Sonsuz’u söylerken onlar da sahnede bizleri selamladılar. Salon bağıra çağıra şarkıyı söylerken onlar da seyircileri kameraya çektiler. O anları aşağıya ekliyorum. Böylece gece bitti.
Yukarıdaki videoda bizim göründüğümüz an

Sahnedeki tüm müzisyenler gece boyunca çok iyiydiler. Metin Türkcan, galiba bir parça hariç tüm şarkılarda soloları çaldı. Cenk Ünnü kusursuzdu. Piyasada open hand çalan davulcu çok az olduğundan setup kurulumundan başlayarak, çok dikkatli izledim onu. Ancak genel soundda davullar çok baskındı. Çoğu yerde gitarları örttü. Vokaller arasında en güçlü Gökalp Ergen idi. Parçalardaki tüm çıkışları ve hatta fazlasını yaptı. Gizli kahraman Ozan Tügen idi. Altyapılarla desteklenen parçalar grubun soundunu biraz daha yumuşatsa da müzikal kaliteyi inanılmaz arttırıyor.

Başka Mustafa, Mehmet ve Yiğit olmak üzere, konsere gelmem konusunda beni teşvik eden herkese teşekkür ederim. Konserde olduğu halde görüşemediğim dostlar İnanç, Emre Abi ve Burki‘ye selamlar. Konser bitince kulis kapısında yığılan kalabalığı görüp mekandan ayrıldık. Geride kalan kardeşim Mustafa kulise girip tüm grup üyeleriyle fotoğraf çektirip CD’sini imzalatabilmiş. Çok mutlu oldu. Ayrıca Mehmet de en az benim koleksiyonum kadar geniş Pentagram koleksiyonunun bir kısmını imzalatabilmiş.

Yazıda yer alan fotoğrafları yukarıda saydığım arkadaşlarım ve ben çektik. Her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. Pentagram, halen Türkiye’nin en büyük gruplarından birisi ve çok yetenekli müzisyenlerden oluşuyor. Umarım yeni bestelerinden oluşan albümleri için bizleri daha fazla bekletmezler. Keşke This Too Will Pass’i de çalsaydılar da “GEÇÇEK” “GEÇÇEK” diye bağırsaydık biz de.

Fotoğraf: Levan Uzbay

EKLEME: 01.03.2022 Lions In A Cage videosu eklendi.