Tag Archives: Mühendislik Fakültesi

Sürdürülebilirlik Zirvesi ’24

Geçtiğimiz hafta cumartesi günü, Eskişehir Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde, Çevre ve Sürdürülebilirlik Kulübü tarafından “Sürdürülebilirlik Zirvesi” düzenlendi. “Geleceğimiz yeşil, kararımız sürdürülebilirlik” mottosuyla düzenlenen etkinlikte, alçak gönüllü arkadaşlarımız etkinliğin başına “Birinci” ifadesi eklememişler ancak bu kalitede bir girişimin, tek defayla sınırlı kalmayacağı ve gelecek yıllarda da geleneksel olarak devam edeceği, etkinliğe katılan herkes tarafından teyit edilmiş oldu.

Eskişehir Teknik Üniversitesi bünyesinde kurulan Çevre ve Sürdürülebilirlik Kulübü, esasen köklerini Anadolu Üniversitesi Doğa ve Çevre Kulübü’nden alan, okulun en eski öğrenci topluluklarından birisi. “Sürdürülebilirlik” başlığı altında, yalnızca çevre mühendisliği mesleğini değil, pek çok disiplini kucaklayan yapısıyla da okulumuzun an itibariyle en kalabalık kulüplerinden birisidir.

Kulübün şu anki Başkanı Fatih, etkinliğin haberini verip bir de davetiye yolladı sağ olsun. Eh, böyle bir etkinliğin Eskişehir’de, üstelikte öğrencilerin ve kıymetli hocalarımızın inisiyatifiyle yapılıyor olması büyük bir şanstı! Katılmamak ise büyük bir talihsizlik olacaktı.

Cumartesi sabahı sevgili oğlum Mertoşki’yi doyurup kahvaltısını da bitirdikten sonra annesini bekledik. Annemiz eve gelince ben de hemen hazırlanıp kampüse doğru yola çıktım. Duyurulan katılımcılar arasında özellikle Akkuyu Nükleer Santrali’nden gelecek olan katılımcıyı merak etmiştim. Okula nihayet ulaşıp kaydımı yaptırdıktan sonra bu kişinin programını bir son dakika gelişmesiyle iptal ettiğini öğrendim.

Öğleden önce yapılan sunuşlar hakkında bilgi edindikten sonra mobilitehaber.com isimli sitenin kurucusu Mustafa Maraditli ile okulumuzun öğrencisi Begüm Baygıner tarafından yapılan sunuşu izlemeye koyuldum. Burada özellikle kent içi ulaşımının mikro ve orta ölçekli alternatiflerine değindiler. Mercedes firmasının elektrikli araçları için koyduğu hedef, daha doğrusu koyduğu hedeften vazgeçtiğini açıklaması, sektörde oldukça ses getirmiş. Elektrikli araçların geleceği konusunda bir karamsarlık yaratır mı konusu üzerinde tartıştılar. Bir parantez de öğrencimiz Begüm Baygıner için açayım. Bu arkadaşımız çevre mühendisliği öğrencisi olmanın yanında aslında oldukça güzel otomobil çizimleri yapan bir grafik sanatçısı ve yarış meraklısı. Kendisinin bu eserlerini sergilediği şöyle de bir hesabı var.

https://www.instagram.com/begumbayginer

Avusturya menşeili TÜV firmasından gelen Global Sürdürülebilirlik Müdürü Burcu Çelebi‘ye ait sunum, daha ziyade firmaların sürdürülebilirlik alanındaki sertifikasyon süreçlerini anlatıyordu. Birkaç ay önce Bakanlığımızın düzenlediği etkinlikte bu konuyu öğrenmiştim. Bu sunuş da güzel bir tekrarı oldu.

Son olarak Bilecik’te faaliyetini sürdüren Park Cam firmasından sürdürülebilirlik mühendisi Berra Tunçer ile Satış Pazarlama Şefi Ebru Keskin’in sunumları vardı. Bu ikili günün son sunumu olmasına rağmen oldukça renkli ve ilham verici hususlara değindiler. Park Cam firması, Bilecik’ten tanıdığım, esasen pek çok hoş anılarımın olduğu, ülkenin en büyük üretim kapasitesine sahip cam ambalaj üretim tesislerinden birisidir. Fabrikanın kuruluşundan itibaren sık sık denetlediğimiz, pek çok sürecine eşlik ettiğimiz bir tesistir. Bir gece yarısı yaptığımız heyecanlı ve sıra dışı denetim maceramız sayesinde tanıdığım arkadaşım Harun, o gün etkinliğe gelememişti. Selamımı almıştır umarım. Sunuşların sonunda Berra ve Ebru Hanımlara katılım belgelerini sunmak da bana nasip oldu.

Etkinlik bittiğinde sunumlarıyla destek olan misafirler, katılımcılar, hocalarımız ve kulüp üyeleriyle toplu bir fotoğraf çektirdik. Hocalarımızla sohbet ettikten sonra bölüme de uğradım. Kısa süre önce kaybettiğimiz Filiz Hocamızın odasının önünün çiçekler ve güllerle süslendiğini gördüm. Mekânı cennet olsun.

Eskişehir Teknik Üniversitesi Çevre ve Sürdürülebilirlik Kulübü üyelerine, değerli başkanı Fatih’e ve yardımcısı Çağla’ya, kıymetli hocam ve kulüp danışmanı Prof. Dr. Aysun Özkan’a nazik davetleri için teşekkürü borç bilirim. Elinize emeğinize sağlık! Umarım gelecek yıl bu zirve, çok daha geniş bir katılımla, çok daha geniş bir mekânda ilgililerine ulaşır.

ESTÜ Mühendislik Fakültesi Mezunlar Buluşması – 10. Yıl

Bu ayın dolunay yazısında, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen Eskişehir Teknik Üniversitesi Geleneksel Mezunlar Buluşması etkinliğinden bahsedeceğim. Yılın sonu yaklaşıyor. Artık 2022’den geriye yalnızca bir dolunay kaldı. O da şu saatlerde bulutların ardında gizleniyor. Bloga eklemek için fotoğraf çekmek istedim ancak balkonda görüş açımın dışına çıktığı için olmadı. Ben de artık yazıya başlıyorum.

5 Kasım Cuma günü Alper’in gelişiyle başlayan, güzel bir hafta sonu geçirdim. Cuma akşamı Alper Eskişehir’e geldi. Çünkü bir sonraki gün Eskişehir Teknik Üniversitesi (Anadolu Üniversitesi) Mühendislik Fakültesi’nden mezun oluşumuzun 10. yılını kutlamak üzere Mezunlar Buluşmasına gidecektik.

Alper 2011 Haziran’da, ben ise 2012 Ocak ayında mezun olmuştum Çevre Mühendisliği Bölümü’nden. Ancak geride bıraktığımız 2021 yılında pandemi nedeniyle diğer tüm etkinlikler gibi mezunlar buluşması da yapılamamıştı. İşte bu yüzden, sağ olsun okulumuz bu yıl oldukça kapsamlı bir mezun buluşması organize etmişti. Ayrıca ilk defa bu yıl, mezun buluşmasına bir de küçük mezuniyet programı eklemişler yine pandemi nedeniyle yapılamayan 2021 ve kısmen 2022 mezunları için.

Cuma gecesi kalabalık bir ekiple buluşup geç saatlere kadar muhabbet ettik. Hazal, Utku, Mustafa, Koray ve Alper’le birlikte Yiğit’in favori mekanına gittik. Güzel konular konuşuldu ve Kasım ayı sonunda yapmayı planladığımız kış kampı için son hazırlıkları gözden geçirdik. Ertesi sabah erkenden kalkıp dopdolu bir cumartesi günü için hazırlanmaya başladık.

Saat 09.30’da, Ankara’dan gelen Ahmet Ali’yi tren garından alıp gara çok yakın mesafedeki bir mekana kahvaltı için oturduk. Biz henüz kahvaltıya başlamışken Emre de gelerek bize dahil oldu. Kahvaltı faslını iyice ballandırdıktan sonra kampüse geçtik. Emre, mezun olduğu 2011’den sonra buraya bir daha uğramamıştı. Onun için yıllar sonra kampüse gelmek epey duygusal oldu.

Kantin önündeki geniş alanda organizasyon başlamıştı. Bölümler için hazırlanan masalarda Çevre Mühendisliği için ayrılmış olanı bulduk ve kaydımızı yaptık. Burada bölüm başkanımız Aysun Hoca’yla selamlaştık. Etkinlik boyunca Eftade Hoca, Zehra Hoca ve geçtiğimiz günlerde Rektörlük görevini devreden Tuncay Hocamızla görüştük, sağ olsunlar bizleri yalnız bırakmayarak gelmişler.

Etkinliğin tek kötü yanı ses sistemiydi. Özellikle sahne önünde durmuyorsanız anonsları duyamıyordunuz. İlk olarak mezuniyet töreni yapıldı ve her bölümden katılan yeni mezun arkadaşlarımıza belgeleri verilerek kep atımı yapıldı. Mezunlar adına konuşma yapan eski bir mezunumuz, bana göre oldukça karamsar bir konuşma yaptı. Ardından ise sırasıyla 10, 20, 30 yıllık ve daha eski mezunlar tek tek okunarak sahneye davet edildi. Burada Çevre Mühendisliği Bölümü olarak en yoğun katılımı bizim yaptığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.

Burada mezuniyetimizin 10. yılı hatırası olarak madalya aldık. Şehir dışından gelen ve çok uzun süredir görüşemediğimiz arkadaşlarımızla sohbet ettik. Elbette şehir dışından gelip gitmek zor bu tür etkinliklere. Üstelik bir de yaş aralığımız gereği, küçük yaşta çocuğu olanlar için, anneler için gelmek oldukça zor. Ancak yine de bir şekilde şehrimizde ve civar şehirlerde yaşayan arkadaşlarımızın bu etkinliğe zaman ayırarak gelmelerine çok mutlu oldum. Etkinliğin sonlarına doğru Filiz’le birlikte lisedeki kimya öğretmenimiz Ayşe Hocamızı gördük. Meğer hocamız da bizim okulda Kimya Mühendisliği okumuş yıllar önce. Bizi hatırladı, ayaküstü biraz sohbet ettik ve vedalaştık.

Geleneksel olarak her yıl yapılan ve yapılmaya devam edecek olan etkinlik, pilav ikramının ardından sona erdi. Biz de tüm ekip toplanıp çarşıda yeni keşfettiğimiz bir müzik stüdyosuna doğru yollandık.

Alper ve Ahmet Ali’yle uzun süredir böyle eğlencelik bir prova yapalım istiyorduk. Birkaç hafta önce Yiğit ve Sevda’yla yaptığımız provada çaldığımız şarkıları listemizde aldım. Şu sıralar bizim işyerinde stajına devam eden sevgili Çağlar’ın da bass gitarıyla bize eşlik ettiği prova, oldukça keyifli geçti. Provanın tamamına yakınını kamera ve mikrofonla kaydettim. Önümüzdeki günlerde oturup eli yüzü düzgün birkaç dakika bulup paylaşacağım.

Provadan sonra, şehir dışından gelen arkadaşlarımızın isteğiyle Donas yemeye gittik. Burada ekibimize Cem ve biricik kızı Doğa da katıldılar. Donas’ın özellikle Eskişehir’de öğrencilik hayatı yaşayan kişiler için böyle ayrı bir yeri vardır. Ankara’dan gelen arkadaşların ısrarla vurguladığı şey, aynı markanın Ankara restoranındaki dürümlerin Eskişehir’deki kadar lezzetli olmadığıydı.

Yemekten sonra Adalar’da bulunan bir kahveciye geçtik. Sevgili arkadaşlarımız Murat, Emrah ve Ali Emre de gelip bize dahil oldular. Bu sayede onların da çocukları ve eşleriyle tanıştık. Kahve faslından sonra ise hızlıca eve gitmem gerekti. Eşimin saat 19.00’da dersi olduğu için en az 15 dakika önceden evde olmam gerekiyordu. Aksi gibi o saatte trafik de hatırı sayılır derecede sıkışıktı. Böyle olunca Alper, Emre ve Ahmet Ali’yi arabada bırakıp ben yola koşarak devam ettim. Ucu ucuna yetişebildim.

Ben eve geldikten 15 dakika sonra ekibin geri kalanı da gelebildiler. O akşam Galatasarayımız, Beşiktaş’ı 2-1 yendi ve günümüz olabilecek en güzel şekilde bitti. Gece saat 22.00’yi biraz gece tüm ekibi tren garına bırakırken aklımda günün en güzel anlarından başka bir şey yoktu. Sonra köşeyi dönünce yine aklıma başka şeyler doldu.

Bu güzel mezun buluşmasına, Eskişehir’den ve şehir dışından gelip katılan tüm arkadaşlarımız ile bizimle buluşan tüm kıymetli hocalarımıza kucak dolusu sevgiler. Yazıda bu noktaya kadar ismi geçmeyen ancak orada görüştüğümüz Fadime, Mahmut ve İlker Hoca, Canan, Seda, Ahmet, Merve, Selen, Tuğçe, Candan, Semih, Elif, Buğra, Çevre Mühendisliği masasında bekleyen iki arkadaşımız, Büşra, Zehra Hocamın iki öğrencisi ve mezuniyete katılan bölüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim.

Eskişehir Teknik Üniv. Mühendislik Fak. Proje Yarışması

19fuar01Geride bıraktığımız hafta salı günü çok özel ve çok güzel bir gündü benim için. 2006 yılından beri öğrencisi olmaktan gurur duyduğum okulumun ve fakültemin, 2019 yılı Mezuniyet Proje Fuarı ve Yarışması‘nda Çevre Mühendisliği Bölümü Jüri Üyesi oldum. Özlem Hoca‘mın davetiyle katıldığım etkinlikte uzun süredir görmediğim pek çok dostumla  ve hocamla muhabbet etme şansım oldu.

19fuar05.jpgSaat 10.00 civarı Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Eskişehir Sanayi Odası’na ait fuar alanına geldik. Yıllar önce, bizim mezuniyetimizde de benzer bir poster sunumu ve yarışması olmuştu. Bir günü kendi fakültemizde, diğer gün ise yine aynı adreste, Sanayi Odası’nda yapmıştık. Gerçekten dolu dolu geçmişti. Fakültede mezun olan tüm arkadaşımlarım ve tüm hocalarımız oradaydı. Erdem Hoca‘mın bana ve Alper‘e takılmasını bile hala anlatırız. Ahh ahh, ne güzel zamanlardı be.

Fuar alanına geldikten sonra bir süre rektör hocamızın gelmesini bekledik. Bu esnada fakülteden eski dostlarımla, hocalarımla ve Mukadder annemizle biraz sohbet ettim. Daha sonra dekanımız ve rektör hocamızın konuşmalarıyla Proje Fuarı’nın açılışı yapıldı.

19fuar04

Rektörümüz Prof. Dr. Tuncay DÖĞEROĞLU

Jüri üyesi olarak görevim çok basitti: Bölümümüzden bu yıl mezun olacak arkadaşlarımızın posterlerini inceleyip bitirme projelerini dinlemek ve bazı kriterlere göre bu çalışmalara puan vermek. Diğer jüri üyesi olarak yakın arkadaşım Ongun‘u davet etmişlerdi. Bir diğer akademisyen jüri üyemizi ise hiç tanımıyordum. Yaklaşık iki saatte toplam 10 farklı projeyi ve posteri değerlendirdim. Yeni mezun olacak arkadaşlarımızla tanıştım. Yalnız, bizim dönemimizde en az 20-25 poster vardı. Bu sene bu kadar az poster olması beni epey hayal kırıklığına uğrattı.

Ongun’la beraber değerlendirmelerimizi yapıp puanlarımızı verdik. Sonra Ongun’un iş ortağı, benim de arkadaşım Tacettin ve kısa süre önce bölüm başkanı yardımcısı olan arkadaşımız Alp‘le birlikte epey bir muhabbet ettik. Tüm bölümlerde puanlamalar bittikten sonra, Eskişehir Valisi de etkinliğin yapıldığı alana geldi. Vali de gelince tüm öğrenciler ve hocalarla birlikte üst kattaki toplantı salonuna geçtik. Burada projeleri dereceye giren öğrencilere birer hediyeleri verilecekti.

19fuar02

Okulumuzun büyük bir incelikle, eserleri değerlendiren jüriler için de birer teşekkür belgesi vereceğini duyunca pek bir mutlu olduk. Alfabetik avantajımızı kullanarak, Bilgisayar Mühendisliği’nden sonra kürsüye biz çıktık. Diğer jüri üyesi ortalıkta olmadığından, Ongun’la birlikte çıktık sahneye. Tıpkı Alp gibi, kısa süre önce yeni bölüm başkanımız olan Eftade Hoca‘mız verdi teşekkür belgelerimizi sağ olsun. Daha sonra ilk üçe giren projelerin sahiplerini ve birinci olan projenin danışmanı olan Serdar Hoca‘mı 19fuar03davet ettiler sahneye. Serdar Hoca’mın öğrencisi, yaptığı projeyle bu yılın birincisi oldu. Gezerken çalışma yöntemini çok beğendiğim “Bor Giderimi Projesi” de üçüncü oldu yanlış hatırlamıyorsam.

Birinci öğrencilere verilen döküm tavalardan çok Serdar Hoca’ma verdikleri porselen megafon ilgimi çekti 🙂 Sonrasında biraz konuştuk ki Serdar Hoca’mın da “dikkatini” çekmiş.

Sizi bilmiyorum ama ben seviyorum sevgili okur. Okulumu seviyorum. Bazıları gülüyor, bazıları deli diyor, bazıları ise sinir oluyor. Buna rağmen ben seviyorum. Hep seveceğim. Çok yaşa sen!

DÇK Çevre Şenliği 2012 – 1. Kısım

afis

Bundan 3 yıl öncesinde o zamanki dönem arkadaşlarım Murat, Oğuz, Seda, Elif ve şimdi adını hatırlayamadığım aşağı yukarı 10 kişilik bir ekiple 1. Çevre Şenliği‘ni düzenlemiştik sevgili okur. Pek bir heyecanlı, pek bir meraklıydık 🙂 Hatta yaptığımız işin geleceğinden o kadar emindik ki etkinliğin adını “1. Geleneksel Çevre Şenliği” koymuştuk.

Bu sene o ekipten sadece Elif ve ben kalmıştık. Ancak yanımızda yepyeni bir ekip vardı. Bu ekiple yeni bir çevre şenliği düzenlemek için yaklaşık 2 ay öncesinden çalışmalara başlamıştık. 28 Nisan’ı büyük bir heyecan ve gerginlikle bekliyorduk 🙂 Sayılı gün çabuk geldi geçti ve 27 Nisan gecesi konuklarımızdan ilki olan EKOIQ dergisi editörü Duygu Yazıcıoğlu‘nu karşılayarak resmi olarak başlamış olduk Çevşen 2012‘ye 🙂

Etkinlikten önceki gün ana sponsorumuzla çok ciddi bir sıkıntı yaşamıştık. Hepimizde bunun stresi vardı. Ayrıca birkaç gün önce de diğer üniversitelerden gelen arkadaşlarımızın kalacak yerleri ile alakalı bir sıkıntı baş göstermişti. O kadar derde tasaya rağmen etkinlik günü tüm bu dertler mucizevi gelişmelerle çözülecek ve bize sıkıntı veremeyecekti artık.

27 Nisan gecesi Alper ve Levent, değerli konuğumuz Duygu Yazıcıoğlu’nu karşılayıp Odunpazarı‘nda Abacı Butik Otel‘e yerleştirdiler. 28 Nisan sabahı Levent ile birlikte diğer üniversitelerden gelen arkadaşlarımızı karşıladık kampüsün önünde. Dokuz Eylül, Bahçeşehir ve Yıldız Teknik Üniversitesi‘nden üçer kişilik ekipler gelmişti. Daha sonra Levent, arkadaşlarımızı kahvaltıya götürürken ben de Alper’e geçip üstümü başımı değiştirip yine Alper’le okula, etkinliğin yapılacağı Salon 2009‘a geçtim. Salon’da gerekli hazırlıkları yaptık. Salon’a ilk gelen Elif olmuştu bu arada 🙂 (İki tane Elif vardı ekibimizde, bu da küçük olan Elif idi.)

Salonda hazırlıkları yoluna koyup, Alper’le birlikte önce Duygu Hanım’ı kaldığı otelden aldık; oradan da otogara geçtik. Zira diğer bir konuğumuz Prof. Dr. İrfan Erdoğan gelecekti. İrfan Hoca’yı da karşıladıktan sonra hızla etkinlik alanına doğru yola çıktık. Alper İrfan Hoca ile konuştu yol boyunca. Ben de Duygu Hanım’a sorular sordum. Salona geldiğimizde tek eksiğin biz olduğunu gördük. Sağolsunlar dekanımız Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu ile bölüm başkanımız Prof. Dr. Erdem Albek bizleri yalnız bırakmamışlardı. Etkinliği başlatmak üzere derhal salona geçtik. Kısa bir süre sonra kulüp danışmanımız Doç. Dr. Müfide Banar da gelip bizleri mutlu etti 🙂

04 29O günün sunucularını Ahmet Ali ve Şerare olarak belirlemiştik sevgili okur. Sağolsunlar, program boyunca sunuculuğu üstlendiler. Dışarıdaki kayıt masasında ise değişmeli olarak neredeyse herkes görev yaptı. Katılımcılar için epey bir malzeme hazırlamıştık. Bunları dağıttılar. Fakültemizin en alakasız ve pasif bölümü olduğumuzu bir kere daha kanıtladık, ona çok üzüldüm. Kendi bölümümüzden katılım çok azdı. Şikayet etmeyi seven ama icraatten pek hoşlanmayan arkadaşlarımız etkinliğe çok az ilgi gösterdiler. Ancak gelen arkadaşlarımızın da hakkını yemeyeyim, hepsine çok teşekkür ederim kendi adıma.

01 47İlk önce dekanımız Tuncay Hoca konuştu. Konuşmasına bir haber ile başladı. Önümüzdeki dönemde Mühendislik Mimarlık Fakültemiz, Mimarlık Bölümü‘nün ayrılması ile sadece Mühendislik Fakültesi‘ne dönüşecekmiş! (Bununla ilgili detaylı bir araştırma yapıp bloga bir yazı yazacağım.) Tuncay Hoca ve Erdem Hoca konuşmalarını kısa tutup sözü ilk konuğumuz olan Prof. Dr. İrfan Erdoğan’a verdiler. Konuğumuzun adını duyup sunum yapmaktan çekinen birkaç bağlantımız olduğundan açıkçası merakla bekliyorduk neler olacağını. Erdoğan sunumuna başladığında ben bir sıkıntıyı çözmek üzere dışarı çıkmak zorunda kaldım. Ancak kahve arasına çıkanlardan farklı ve etkileyici bir sunum yaptığını öğrendim. Konuklarımıza da sorduğumda da genelde olumlu dönüşler aldım. Bu arada son stajımı birlikte yaptığım İTÜ‘den İbrahim de süpriz yapıp gelmişti.

Kısa bir aradan sonra etkinliğimizin panel kısmı başladı. Bu sefer Duygu Yazıcıoğlu ve bizden her zaman desteğini esirgemeyen hocamız Yard. Doç. Dr. Ozan Devrim Yay panelistler olarak sahneye çıktılar. Panel yöneticisi de Ahmet Ali oldu. Gayet keyifli bir 1.5 saatten sonra öğle yemeği faslına geçtik. Biz Duygu Hanım’ı ve Prof. Dr. Erdoğan’ı Eskişehir’imizin meşhur Balaban Kebabı‘ndan yemek üzere Alper’le birlikte önceden anlaştığımız bir yere bıraktık. Sonra salona geri geldik. Arada bir iletişim kopukluğu yaşandığından ikinci yarı birazcık geç başladı.

İkinci yarının hemen başında son sözü söylemek üzere sahneye çıktım. Burada 3 arkadaşımıza “bir yıllık EKOIQ dergisi aboneliği” hediye ettik çekilişle. Ayrıca katılan tüm kulüplerimizi de EKOIQ dağıtım listesine eklettirdik. Böylece küçük de olsa bir teşekkür etme fırsatı yakaladık. Ayrıca bu fırsatı bize sunan Duygu Hanım’a da ne kadar teşekkür etsek azdır hani 🙂

Diğer üniversitelerden gelen arkadaşlarımız birer temsilci seçip yine çok kısa olarak düşüncelerini paylaştılar bizlerle sağolsunlar. Daha sonra toplu fotoğraf çektirip atölye çalışmalarına başladık.

Başladık dedim ama Alper, Volkan ve ben toplanma hazırlıklarını başlattık. Salonu, eşyalarımızı falan toplarladık. Böylelikle tahminimizden de yarım saat geç olacak şekilde atölyeler bitti. Akşam için misafirlerimizin kalacak yerlerini ayarlayıp organizasyonu yaptıktan sonra Duygu Hanım’ı ve İrfan Hoca’yı Alper’le yine otogara bıraktık. Burada vedalaştık. Sağ olsunlar bizi hiç yormadılar ve iyi ki çağırmışız dedik 🙂

Levent, salondaki işleri halledip Mustafa ve Volkan ile birlikte misafirleri evlerine dağıtırken Alper ve ben de geri gelip bir gün sonraki piknik için alışveriş yaptık sevgili okur.

02 4405 24Alışverişten sonra hemen bizim eve geldik. Volkan da arkamızdan yetişti geldi. Önce bir yemek yedik, maç izledik. Sonra ertesi gün için köfte hazırlamaya başladık. O gece tam 260 tane köfte hazırladık sevgili okur! Volkan, Alper, annem ve ben tam 260 tane köfte hazırladık! En sevdiğim eşofmanımı yırttım o esnada.

Köfte faslı bittikten sonra bir dışarı çıktık. Ama biz çıktığımızda diğer ekip yorulup evlerine dağılmıştı. Hayatımda gördüğüm en kalabalık cumartesiydi sevgili okur. O hafta sonu Eskişehir’de çok fazla etkinlik vardı. En önemlisi de ralli vardı. Otellerde yer yoktu. Barlar Sokağı taşıyordu! 222 Park’ta ayakta durmaya yer yoktu. Öyle bir gündü işte.

03 37Gece geç saatte Saim kardeşimizin yanına gidip birer çay içtik. Sonra Alper’e geçip öyle bir uyumuşuz ki öyle yani!

Böylelikle etkinliğin ilk günü bitmiş oldu sevgili okur. İkinci günü piknikte olanları da bir sonraki yazıda bulacaksın.

Etkinliğin ilk günü ile ilgili Anadolu Üniversitesi e-gazete’de çıkan haber.