Tag Archives: Ağva

Blogda Kış Değişimi

Çok uzun süredir kullandığım arka planı nihayet değiştirdim. Sanki hayata yeni bir laresabaşlangıç yapmış gibiyim. Belki biraz abarttım ama inanın bir yenilenme hissettim. Arka planları “tam da o dönemde aklım nelerle meşgulse” o şekilde kurguluyorum. Bu sefer blogun sağ tarafında Spagetti Western filmlerinin unutulmaz aktörü Lee Van Cleef yer alıyor. Belki de Clint Eastwood‘dan sonra bu türün en meşhur, en unutulmaz yüzü. Buradaki pozu ise The Big Gundown (ülkemizde Kolorado ismiyle gösterildi) isimli kült filmin afişiyle aynı. Sol tarafta ise anonim bir fotoğrafın üzerine montajladığım ve bizzat benim tarafından fotoğraflanan bir dolunay yer alıyor. Tabi ki bu görseli eksiksiz görüntüleyebilmek için full hd çözünürlükte (1920*1080) çalışıyor olmanız lazım.

arkaplan05

Üst kısımdaki banner, yine kendi çektiğim bir fotoğrafa orange-teal uygulayarak elde ettiğim bir görüntü. Ağva‘daki meşhur deniz feneri. Days, Nights and Lights mottosu ise bana ait. Günler, geceler boyunca ışıklar içinde seni arıyor olmamın bir metaforu.

tealsea

Dikkatliysen fark etmişsindir. Sayfada en üstte yer alan menü de ise yeni bir kısım var: Gillette. Biliyorsun, blogta zaman zaman Blue 3 ve Mach 3 tıraş bıçakları koleksiyonumla ilgili yazılar yazıyorum. 2020 yılına geldiğimizde her iki koleksiyonum da zirvede. Türkiye’de üretilmiş tüm modellerine sahibim. Bunu böyle parça parça bloga yazmak yerine, apayrı bir sayfa yaparak diğer koleksiyonlar gibi sergilemenin daha güzel olacağını düşünüyorum.

gillettesonmach3son

Galiba son iki yıldır bir türlü gerçekleştiremediğim bir hedefim birkaç gün içinde gerçek olacak. Bu olursa blog ve diğer içerik üretim süreçlerim de ciddi anlamda gelişip güzelleşecektir. Kış değişiminin ardından belki bir de bahar temizliği yapıp 10 yıl önce yazdığım ufak tefek yazıları silebilirim. Bakalım.

Şile Ağva Kerpe Kefken Gezisi

Şu yazımda anlattığım düğün macerasından sonra, dönüş yolunu biraz daha eğlenceli hale getirmek niyetindeydik. Düğünün ertesi sabahı erkenden yola çıktık. Hedefimiz sırasıyla Şile, Ağva, Kerpe ve Kefken‘e gitmekti.

Gittiğimiz düğünün gerçekleştiği Tekirdağ‘dan İstanbul‘a dönüşümüz çok problemsiz oldu. İstanbul’da ise köprü trafiğine takıldık. Bakım çalışması nedeniyle müthiş bir yoğunluk vardı. Planımız şu şekildeydi. Önce Şile’ye uğrayacak, ilçe merkezinde biraz dolaşacaktık. Sonra Ağva’ya uğrayacak, eğer denizi ve plajı beğenirsek biraz denize girecektik. Daha sonra o gece konaklayacağımız Kerpe’ye geçecektik. Ertesi gün ise Kefken’e uğrayıp buradan Ceyhun‘u geri İstanbul’a uğurlayıp biz yola devam edecektik.

kefkenmap

Rotamız

Böylece üç araçlık bir konvoy olarak yola çıktık. Elbette İstanbul’da, o trafikte bunu yapmak fazlasıyla zor bir olaydı. Arabanın yakıtı da azalınca Alper, Koray, Merve ve benden oluşan ekibimizle bir istasyona girdik. Burada hem yakıt aldık hem de bozulan sinyallerden birini tamir ettik. Tam hareket edecektik ki Alper’in telefonunun olmadığını fark ettik! Arabanın altını üstüne getirmemize rağmen telefon çıkmadı. Defalarca aradık, telefon çalmasına rağmen ne biz sesini duyduk, ne de bir başkası cevap verdi. Galiba yolculuğumuzun ilk hırsızlık olayıyla karşı karşıyaydık. İstasyondaki çalışanlardan yardım istedik. Alper, araçtan inmeden telefonuyla oynadığını çok iyi hatırlıyordu. Galiba yakıt alıp lavaboya gittiğimiz sırada birileri aldı diye düşünmeye başladık. Son çare olarak kameralara bakmaya karar verdik. Tam o anda aracın ön kısmında göğsün üstünde telefonu gördüm. Beyefendi, telefonu tamamen sessize alıp oraya bırakmış ve unutmuş. O kısım da camın en önüne denk geldiği için görememişiz.

sile01sile02

Böylece hırsızlık heyecanımızı yatıştırıp yol devam ettik. Geldik çıktık Şile’ye. Özgür bize öncülük etti. Girdik Şile’ye. Lan bomboş bir yer. Denizin içerisinde birkaç güzel kayalık ve bir burçtan başka bir şey yoktu. Okumaya devam et