Tag Archives: İsmet İnönü Caddesi

Donas Neden Tırttır?

Donas

NOT: Bu yazı bir işletme karalama yazısı değildir. Bu yazı bir işletme uyarı yazısıdır. İşletme, uyarı alır kendine gelir. Müşterisi de memnun olur, işletmecisi de. O yüzden artistik yorumlara kapalıyız efendim 😀

Bakma sevgili okur başlığın böyle olduğuna. Bu yazıyı yazan kardeşin bir zamanlar Donas dürüm hayranı bir insandı. Çarşıya her gittiğinde mutlaka ziyaret ederdi o mekanı. Ancak şimdilerde çok seyrek giderek oldu. Bunun sebebi de tamamen Donas’ın işi bozmasıdır. Bu yazı da bu durumla ilgili bir yazı olacak. Bir zamanların efsanesi Donas, nasıl oldu da gözümden düştü böyle? Bunu anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle bir fast food’tan ne beklersiniz? Çabuk olmasını, lezzetli olmasını, temiz olmasını ve o mekandan sonuçta memnun bir şekilde ayrılabilmeyi. İlk olarak Donas, en başından beridir çok hızlıdır. Özellikle bu kasada ödeme sistemini getirdikten sonra neredeyse masaya oturduktan hemen sonra siparişiniz gelir oldu. (Bilmeyenler için Donas ilk açıldığında şimdiki gibi fiş alma olayı yoktu. Hesabı klasik bir biçimde çıkarken ödüyordunuz.) Donas hız olarak iyi. Peki lezzet? Malesef hayır. İşte donasın, “bozdu abi” dedirten en önemli yanı bu. Donasın ilk lezzeti ile şimdikinin arasında dağlar tepeler, iki ay bir güz kadar fark var artık. Kattıkları sosun tadı acayip, tavuğun tadı nedense sizi bir türlü tatmin etmiyor. Ayrıca donasın boyu da küçüldü ya. Hatırlıyorum eskiden daha uzundu. Belki içeriğindeki malzeme aynı miktardadır diyerek buna ses edemiyorum.

Donas temiz mi peki? Yok zannetmiyorum. Ha, yiyorum orası ayrı. Ama istisnasız her seferinde masadaki birinin ya da tekseniz sizin donasınızdan bir kırıntı, çiğnenemeyen, ağza sert gelen ve dolayısıyla bayansanız özellikle, donası yarıda bırakmanızı sağlayan bir madde çıkıyor. Buradan da tavuğun etlerini o şişe dizerken nasıl bir “titizlik” içerisinde olduklarını anlayabiliyoruz. İnternette araştırın bakın. İnsanlar neler neler çıktığından şikayet ediyor. Donası hazırlayan ustanın da bu işi aslında ne kadar sallayarak, özen göstermeden yaptığını görebiliyorsunuz. Bir dürümde olması gereken o eşit dağılım ilk başlarda donasta mevcut iken şimdilerde unutulmuş. Etler donasın göbeğinde birikiyor, donasınızın altına sosu sızıyor, patatesler acayip acayip geliyor ağzınıza. Yalnız şu noktaya dikkat etmek lazım. Yıllardır donasımın altına en ufak bir sos dökmemekle, paketin altına 1 gram bile malzeme kaçırmamakla övünürüm. Halen de öyleyim 🙂

Donas mekan olarak, bir zamanlar Eskişehir’in en entel mekanlarına ait olan konumlarda açmış şubelerini. İlk şubesi Şair Fuzuli Caddeside Eskişehir’in en ciks kebapçısı Ar Kebab‘ın hemen yanında açıldı. İkinci şubesi yine aynı cikslikle bilinen Kızılcıklı Caddesi‘ne açıldı. (Yeri gelmişken, burası Donas’ın halen daha lezzet olarak bozmayan tek yeridir. Bir ara kapandı falan diyorlardı. Bilemiyorum, epeydir o taraflara yolum düşmüyor.) Ve Donas son şubesini de çok mükemmel bir noktaya; Anadolu Üniversitesi‘ne, Haller Gençlik Merkezi‘ne ve Kanatlı Alışveriş Merkezi‘ne yakınve Eskişehir’in kalbi dediğimiz İsmet İnönü Caddesi üzerinde olan bir yere açtı. Bu mekanda da önceden acayip entel, pahalı bir restoran vardı. Donas böyle bir anısı olan mekanı alıp yeniden kendine göre restore etti ve para basmaya başladı. Evet para basmaya! Önce zam yaptı, sonra donası küçülttü falan. Enteller, zengin insanlar ne kadar dirense de dayanamadılar ve onlar da donas yemeye başladılar. Böylece donas Eskişehir’de fastfood piyasasını ele geçirdi. Lakin zamanla bozmaya başlayınca bir anda insanların ilgisi Espark‘taki KFC, Burger King ve hatta Pino gibi mekanlara kaymaya başladı. Bunun üzerine Donas’ta yepyeni bir dekor yaptı ama ne dekor! DONAS TURKISH FAST FOOD! Ve altında minicik minicik yazılar falan. Havalı iç kaplamalar, posterler vs. Ancak o posterlerin altındaki minicik minicik yazılara hiç dikkat etmemişler. O yazılarda da Boston‘da 1800lerde kurulmuş bir kereste fabrikasına ait bilgiler yer alıyor. Her tür kereste işi itina ile yapılırın ingilizcesi yani 🙂 Google’dan mı buldular altı boş kalmasın diye yoksa birebir başka bir şeyden kopyalayıp silmeyi mi unuttular orasını meçhul. Ve işte Donas, bu yüzden çakmadır, bu yüzden kolpadır! Bu grafik tasarımı yaptırdın eyvallah, be adam merak edip bir bakmadın mı ulan ne yazıyor burada diye. Eğer sizinde dikkatinizi çekmediyse yarın gidin bakın. DONAS TURKISH FASTFOOD yazan levhaların hepsinde var bu geyik. Yarıla yarıla gülün, sonra sipariş almaya gelen garson yüzünüze baksın ters ters:)

Söz garsonlardan açılmışken Donas’ın bir diğer kötü yanı ise özellikle bir ara (ki bu yaklaşık 4-5 ay öncesi oluyor) çalıştırdığı garsonları. O garsonların istisnasız tamamında ya da dur hakkını yemeyeyim biri hariç hepsinde aşırı bir laubali tavır hakimdi. Sipariş alırken sağa sola bakması, sizi sallamaması, siparişinizi verirken ki hareketleri, sizin içinde olmasın dediğiniz bir şeyin genelde gözden kaçmasına sebep olması, getirdiği turşuların diğer tabaklardan artanlardan oluştuğu hissiyatını yaratması, turşu istediğinizde nedense size düşmanca bakması ve daha pek çok şey. (Donas’ın tuvaletinde bugün gördüğüm şeyi yazmayacağım buraya.) Gidin KFC’ye ya da ne bileyim Mc Donald’s a, sorduğunuz en saçma soruya, en uçuk isteğinize bile nasıl cevap verildiğini görün.

Şimdi bunların toplamında bakıyorum ki Donas ne kadar kötü bir yer olmuş. Ama bunları bilen ve yazan ben az önce donastan geldim. İnsan bir şeyi başlarda severken sonlara doğru böyle bozulduğunu görünce üzülüyor. Volkan‘dan yine kırıntı çıktı mesela. Ancak şunu da inkar etmiyorum. Ben, o özlediğimiz donasın geri gelmesini inanın sabırla bekliyorum. Yoksa donasın kendisi kaybedecek. Pek çok alternatif mekan açıldı çünkü Chicken, Katık, Samsa gibi. Haydi Donas, inanıyorum başarabilirsin. Yeniden bizi mutlu edebilir ve daha güzel bir fiyata daha kaliteli hizmet verebilirsin. Ben inanıyorum sana. Eskişehir sana inanıyor!