Tag Archives: Casio G-Shock

2021 Yılımın Özeti

Ne yıldı ama!

Koronavirüsün bir artıp bir azaldığı, virüse karşı geliştirilen aşıların da başarılı olması sayesinde virüsün bir dönem epey kontrol altına alındığı, ancak rehavete kapılıp tüm tabloyu yerle bir ettiğimiz, ekonomik krizi iliklerimize kadar hissedip fiyatların akıl almaz bir biçimde yükselişine, fırsatçılığa, üç kağıtçılığa artık kapalı kapıların ardında değil, aleni olarak güpegündüz şahit olduğumuz bir yıl oldu.

Virüse ve ekonomiye dair haber pek parlak olmasa da sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla bir dolu güzellikleri paylaşıp, hatıralar biriktirip, sanatın, edebiyatın ve olmazsa olmaz müziğin dibine iyice vurduğumuz bir yıl oldu. Maddi açıdan çöken yılımızı manevi açıdan zenginleştirdik.

Blogda bu yıl toplam 79 tane yazı yazmışım. Geçen yıl bu sayı 80 imiş. Dolayısıyla eşit bir performans sergilediğimi söyleyebilirim. Bu da haftalık yaklaşık 1,5 yazı ediyor. Aslında haftada 2 yazı yazabilsem çok daha iyi olurdu. Geçmiş yıllarda bu ortalamayı 3’de tutuyordum. Ancak Mert Ekin‘in hayatımıza katılmasıyla birlikte ister istemez bu ortalama da düştü. Bu yılın en çok okunan yazıları İyi Bir Münazara İçin İpuçları, Bir Reflü Macerası, Gillette Tıraş Bıçakları Kullanıcı Deneyimleri ve Leyla İle Mecnun’daki O Prenses: Elenor başlıklı yazılar oldu. Arama motoruna münazara yazdığınızda bu blogun ilk sıralarda çıkıyor olması sevindirici. Ayrıca muhtemelen Leyla ile Mecnun dizisinin yıllar sonra yeniden başlamasının bir etkisi olarak taa 2013’te yazdığım bir yazının hala hit alması da şaşırttı beni. Blogda en çok tıklanan görseller; bu, bu ve bu olmuş. Keşan‘a askerliği çıkanlara selam olsun. Bu yıl bloga yine en çok ziyaretçi Facebook’tan gelmiş. Ancak önceki yıllara göre şaşırtıcı olan en çok takipçiyi ikinci olarak yönlendiren WordPress‘in kendi mobil uygulaması olmuş. Dünya’nın farklı ülkelerinden gelen kullanıcıları bu sayede kazanabildim. Daha sonra ise Twitter, Instagram (linktr.ee katkısı) ve LinkedIn geliyor. Bu yıl bloga bir Instagram hesabı açtım. Beklediğimden daha çok ilgi gördü. Buradan görüp bana ulaşan bir sürü okuyucu kazandım. Bu yıl da Instagram hesabımıza umarım artan bir ilgiyle devam edeceğiz.

Bu yılın blogla ilgili bir sürprizi ise Spotify üzerinden olacak. Blogdaki bazı çok sevdiğim yazılarımı, eski ve yeni hikayelerimi seslendireceğim. Bunları belki bir podcast gibi düzenli olarak değil ama yine haftada en az bir tane olmak üzere yüklemek niyetindeyim. Bu fikrimi ilk defa Alper‘e anlattım. Mektubunda bu fikrim için aynen şu cümleyi kullanmış: “Podcast fikrin, ince ama sağlam, ilmek ilmek ama boşluksuz işlenmiş bi hayatın çok değerli bir aşaması olacak.” Böyle bir yorumu okuyunca fikri projeye dönüştürdüm bile. Bu ay ilk podcast gelecek.

Blogun aylık performansını değerlendirmeye geldi. Bu kısmı seviyorum. Çünkü koskoca bir yılı birkaç paragrafta özetlemiş oluyorum.

Ocak 2021: Yıla bu ay içerisinde 7 yazı yazarak başlamışım. Yılın ilk ayında ortalama bir performansla yazmışım.

  • Jules Verne Koleksiyonum: İş Bankası İş Çocuk Klasikleri‘nden yayımlanmış 6 kitaplık ciltli seriyi nihayet tamamladım. Bu yıl ALFA Yayınları‘nın Olağanüstü Yolculuklar Serisi‘ni toplamaya başladım. Ayrıca Elma Yayınları‘ndan çıkan ciltli Yayımlanmamış Tüm Hikayeleri isimli kitabı aldım.
  • Black Omen – Demo: Çok sevdiğim grubun 2003 yılında çıkan demosu o dönem yalnızca CDr olarak dağıtılmıştı. Aradan geçen yıllardan sonra nihayet Vaykorus Tapes, bu demoyu çok sınırlı sayıda yeniden bastı, üstelik kaset formatında. Kasetin basılacağı haberini aldığım ilk günden itibaren takip etmeme, defalarca mesaj atmama rağmen kaset tükendi. Neyse ki Serkan Abi sayesinde bir tane bulup alabildim.
  • All About History ile tanıştım: Uzunca bir süredir süreli yayın almıyordum. Ancak bu dergiyle tanışınca nihayet kendini ders kitabı olabilmekten ve üç sayıda bir aynı şeyleri yazmaktan kurtarmış bir tarih dergisi keşfettim.
  • Ekran kartımı değiştirdim: Kerem Bey ve Lütfi Abi sayesinde topladığım bilgisayarımın ekran kartından kaynaklı bir çok hata yaşamaya başlamıştım. Oyun oynamadığım için üst segment bir karta ihtiyacım olmadığından ben de sistemimle uyumlu, güzel bir ekran kartı aldım: MSI GT710. Çok ekonomik bu kartın yanında driver CD’si bile vermediler. Şu güne kadar en ufak bir sorun yaşamadan kullanmaya devam ediyorum.
  • My Resort Instagram’da: Yılın ilk dolunayının olduğu gün bloga bir Instagram sayfası açtım. https://www.instagram.com/myresortblog/ İlk olarak kişisel hesabımdaki arkadaşlarımı davet ederek başladım. Sonra birer ikişer takipçiler gelme devam ettiler.

Şubat 2021: Yalnızca 4 yazı yazdığım blog açısından verimsiz ancak hayatım açısından önemli bir ay oldu. Bu ay hayatımın ilk otomobilini aldım. Otomobili yıllar sonra alınca son kez 2010 yılında direksiyon sınavında kullandıktan sonra ilk defa otomobil kullandım. Böyle yazınca komik geliyor ama kendi kişisel tarihimde bu benim için büyük bir olay!

  • Asia Minor – Points Of Libration plağım: Asia Minor tam 41 yıl sonra yeni bir albüm yayımlamaya karar verdi ve albüm plak formatında basıldı. 2021’de aldığım ilk plak da bu albüm oldu böylece. Albüme, Türkçe yazılmış en kapsamlı inceleme yazısını yazdım ve bu yazım bizzat grup üyeleri tarafından da beğenildi. Yılın ilerleyen günlerinde bana büyük bir sürpriz yaptılar.
  • Davul setime yeni bir zil ekledim: Birkaç yıldır davul setimi geliştirmeye, eskiyen donanımları yenilemeye çalışıyorum. Hep ilave bir crash zili almak istiyordum. Bu yıl nihayet bunu becerdim ve yeni bir zil aldım. Roland CY8 modelli bu zili davul setime harici bir zil sehpası kullanarak monte ettim. Davul setimi yenilemek istiyordum ancak bu döviz kuruyla yenilemeyi bırak, kırılan bir parçasını bile yenileyemem. O yüzden gözüm gibi bakıyorum.
  • Otomobil aldım: 2012 model otomatik vites güzel bir Opel Corsa aldım. Aracı alınca direksiyona geçip kullanmak zorunda kaldım ve Serdar Abi sayesinde sürücülüğü de öğrenmeye başladım. Bu yıl otomobil sayesinde hayatımızın daha önceki dönemlerinde yaşadığımız getir götür krizlerini yaşamadık. Artık planları kendimize göre yapabilmenin verdiği rahatlıkla hareket ediyoruz.
  • Türkiye Ay’a gitmeye karar verdi: O günden bugüne de henüz bir gelişme yok. Şu sıralar milli otomobil projesi epey gündemde. Ancak onun da ilk duyurulduğu üzere herkes tarafından alınabilecek, makul bir fiyatı olmayacakmış.

Mart 2021: Bu ay 9 tane yazı yazmışım ki gerçekten takdir ediyorum kendimi. Yılın ortaları, kış geride kalmış, Mert artık iyiden iyiye hareketlenmişti. Bu ay blogun üst bannerini de güncelledim.

  • Çocukluğumun hatırası, Casio G-Shock saatimi restore ettim: Doksanlı yılların ortalarında halalarım tarafından hediye edilen ve çocukluk fotoğraflarımın çoğunda bana eşlik eden canım saatimi yeniden onardım ve kullanıyorum.
  • Arabaya park sensörü taktırdım: Serdar Abi’yle birlikte arabayı sürmeyi öğrendikten sonra sıra onu birazcık değiştirmeye, sürüş güvenliğini arttıracak tedbirler almaya geldi. Gittik birlikte, aracın arkasına park sensörü taktırdık.
  • Ayfer Tunç romanlarıyla tanıştım: Halil Abi‘nin kıymetli hediyesi sayesinde Ayfer Tunç‘un efsane üçlemesini okumaya başladım. Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi‘ni okuyup bitirdim. Serinin son kitabı olan Osman‘ı ise bu yıl okuyacağım.
  • Orcan’ın Desolation isimli albümünü bastım: Özellikle yılın ortalarında çok sık dinlediğim bu enstrümental albümü Orcan‘ın da izniyle sınırlı sayıda ve digipack formatında bastım. Orcan istemediği için dağıtımını yapmadık ancak benim hala umudum var 🙂
  • City Soul’u coverladık, Sercan’ın müjdesi: Bu ay ki dolunay yazısına çok sevdiğimiz City Soul parçasının coverı eşlik etti. Ayrıca Sercan bir bebekleri olacağının haberini verdi. Kadere bak ki biricik Yekta‘mız yine bir dolunay gecesi doğacaktı.
Mart 2021’de iş yerimden bir manzara

Nisan 2021: Bu ay tembellik yine kendini göstermiş ve 5 yazı yazabilmişim. İş yerinde müthiş bir covid patlaması oldu. Genel olarak keyifsiz, moralsiz ve yorgun geçen bir aydı.

Khruangbin
  • Muhteşem Jules Verne kitapları gelmeye devam ediyor: Altın Kitaplar ve İletişim Yayınları’ndan çıkan kitaplara ek olarak Hayalgücünün Merkezine Seyahat isimli kitabı aldım. Bu son kitap, Jules Verne Öykü Ödülleri yarışmasında dereceye giren yazarların öykülerini içeriyor.
  • Arabayla ufak bir kaza atlattım: Bana maliyeti 1250 lira olan, küçük bir sürtme yaşadım. İyi ki bu kazayı yaptım. Bu kaza sayesinde hiçbir zaman tedbiri elden bırakmıyorum. Bu yazıyı yazmadan önce bloga 15 günlük bir ara vermiştim. Bunun sebebi ise iş yerinde covid salgınının patlak vermesiydi. çalıştığım birimde şube müdürü, ben ve Volga hariç herkes bir şekilde ya hasta oldu ya da temaslı oldu.
  • Selahattin’in bendir yapmasına ilham verdik: Geçen yıl aldığım bendiri gören arkadaşım Selahattin, aynı yöntemi kullanarak kendisine bir bendir yapmış. Blogtan ilham alarak kendi projelerini yapanlar kervanına o da katılmış oldu böylece.
  • Türkiye bir kez daha tam kapandı: Evet, ülkece bir kere daha tam kapandık. Ama biz çalıştık. Aslında herkes çalıştı. Bu ay Khruangbin‘i keşfettim, canlarım benim. Bir de Alper’le Pentagram‘ın Pain isimli baş yapıtını eksiksiz olarak çalıp coverladık.

Mayıs 2021: Tam 10 yazı yazarak yılın en verimli, en çok yazı yazdığım ayını geçirmişim. Keşke hep böyle olabilse. Bayram tatilinin bu aya denk gelmesi sayesinde arşivimi düzenleyip kitaplığımda epey bir yer açabildim. Minik yavrumuz Mert Ekin bu ay 1 yaşına bastı. Dünya’nın en tatlı hobbiti olarak da pastasını kesti.

  • Odea Bank’ın Eşit Masallar projesiyle tanıştım: Bir radyo reklamında duyarak keşfettiğim bu müthiş proje, klasik çocuk masallarının aslında hiç de çocuk masumiyeti taşımadığı gerçeğinden hareketle yola çıkıyor. En popüler masallar, cinsiyet eşitliğine dayalı olarak uzmanlar tarafından yeniden ele alınıp küçük eklemelerle çocuklara yeniden sunuluyor. Üstelik Odea Bank bunu ücretsiz yapıyor.
  • Kitap okuma gözlüğü yaptım: Mert bizimle uyumaya başladığı için geceleri kitap okumak alışkanlığım sekteye uğrayınca ben de elde olan malzemelerle bir gözlük yaptım.
  • Serdar Abi’yle Günyüzü’ndeki kaitsuderatuyu etkisiz hale getirdik: Serdar Abi’nin bir arkadaşına musallat olan kaitsuderatuyu yakalayıp etkisiz hale getirdik ancak sonuçları hiç de beklediğimiz gibi olmadı.
  • Sabhankra – Death To Traitors albümü yayımlandı: Sabhankra, yeni albümünü yayımladı. Albümün CD’si o dönem henüz ülkemize gelmemiş olduğundan Spotify ve Youtube üzerinden dinleyebildik. Albüm Finlandiyalı Saturnal Records tarafından yayımlandı. A Call To Arms ve Awakened In The Dark favori parçalarım oldu.
  • Madrigal’in Outro’sunu çalıp kaydettik: Madrigal‘in bu yıl yayımlanan Neogazino isimli çok iyi albümünün çok iyi Outro’sunu Alper’le birlikte çalıp kaydettik. Ayrıca dergi arşivimin bir kısmını dijitale aktardım. Altın Kitaplar’ın Jules Verne kitaplarını da büyük oranda topladım. Çok kıymetli Murat Haser‘in bunda payı çok büyük elbette.
  • Avatar – Arayış çizgi romanı yayımlandı: Geçen yılın sonunda Gerekli Şeyler‘den çıkan ilk Avatar çizgi romanı Verilen Söz’ün ardından bu yıl da serinin ikinci öyküsü Arayış basıldı. Gerekli Şeyler bir sürpriz yaparak bu yılın sonunda bir hikaye daha basacaktı.

Haziran 2021: Bu ayın yarısından fazlasını İstanbul‘da geçirmeme rağmen 8 tane yazı yazmışım. Aslında belki de İstanbul’da olduğum için yazabildim. Ayın hemen başında doktora tez savunma sınavımı geçtim ancak diplomamı alamadan İstanbul’a gitmek zorunda kaldım. Bu sebepten özellikle doktora teziyle ilgili inanılmaz sıkıntılar yaşadım. Tezimin tamamını yeniden Enstitünün tasarladığı tez yazım şablonuna aktarmam gerekti. Bu da yaklaşık iki gecemi aldı. Gündüzleri müsilaj denetimlerine katılıp geceleri otel odasında çalıştım. Bu müsilaj görevi benim için bir dönüm noktası oldu. Böyle bakınca, galiba yılın en hareketli geçen ayı bu ay oldu.

İstanbul Sinema Müzesi

Temmuz 2021: Yılın en sevdiğim ayında toplam 7 yazı yazmışım. Bu ay da tıpkı Haziran’ın son günlerinde olduğu gibi doktora mezuniyet işleriyle uğraşarak geçti. Bu ay en çok yolculuk yaptığım ay oldu. Side, Bucak, Denizli ve Trabzon‘a gittim. Epey de yoruldum.

  • Yavuz Çetin – Satılık (2001) plağım: Bir önceki ay İstanbul’dan aldığım plağı ve albümün incelemesini bu ayın ilk yazısı olarak yazdım. Yazdığım yazı özellikle Instagram’da çok beğenildi. Bu albüm bu yıl en çok dinlediğim salbümler arasında yer alıyor.
  • Diş kaplama tedavim nihayet sonuçlandı: Haziran ayında dişimdeki bir ağrıdan dolayı doktora gidince doktor kaplama yapmaktan başka bir çare kalmadığını söylemişti. Hemen o gün ölçüler alıp bir hafta sonrası için de randevu vermişti. Ancak Haziran’ın ilk haftası içinde apar topar İstanbul’a gönderildiğim için bu tedavim yarım kalmıştı. Nihayet Eskişehir’e dönünce tedavimi tamamladım. Doktorum Burak Akçoral‘a bir kere daha teşekkür ederim.
  • Tatil için Side ve Bucak’a gittik: Bu yıl benden kısa süre sonra Mustafa‘da otomobil aldı. Böylece üç aile yaz tatili için plan yapmaya karar verdik. Side’de kalacağımız oteli ayarlayıp bir gün önceden gidip yolda Bucak’a Ayşelerin evine de uğradık. Side özellikle antik kentiyle çok sevdiğim bir yöre. Buraya kendi arabalarımızla gidip istediğimiz gibi gezme fırsatı yakalayınca daha da keyif aldık. Ufak tefek aksaklıklar yaşadık ancak bunlar da güzel hatıralar oldu bizim için.
  • Betül ve Tacettin Evlendi: Side’den döndüğümüz günün akşamında ayağımı gazdan hiç kesmeyip çok sevgili arkadaşlarım Betül ve Tacettin‘in düğününe katıldım.
  • Kübra ve Volkan Evlendi: Togay‘la birlikte Denizli’ye gittik. Volkan ve Yağızhan aynı gün evlenmeye karar verince şöyle bir plan yaptık: Düğünden bir gün önce Denizli’ye gidip Volkan’la birlikte olacak, aynı sabah erkenden yola çıkıp Eskişehir’e yetişip öğlen de Yağızhan’ın düğününe katılacaktık. Öyle yaptık. Denizli’de Volkan, Alper ve Halil‘le görüştük bu sayede. Denizli’de fırsattan istifade Pamukkale‘ye de gittik Togay’la.
  • Hazel ve Yağızhan Evlendi: Togay’la birlikte, Volkan ve Kübra’nın düğüne katılamadan sabahın erken saatlerinde yola çıkıp Denizli’den Eskişehir’e geldik. Yağızhan’ın düğünü epey eğlenceli geçti. O kadar eğlendik ki çiftimize nazar değdi!
  • Prof. Dr. Ahmet ÖNCÜER’le tanıştım: Bu yıl tanıştığım en kıymetli kişilerden birisi de Prof. Dr. Ahmet ÖNCÜER oldu. Bir bayram ziyareti için Ankara’ya gittiğimizde bir fırsatını bulup kendisiyle buluştum ve blog üzerinden başlayan arkadaşlığımız daha da pekişmiş oldu. Aynı yıl içerisinde sevgili hocamı birkaç kere daha görecektim.
  • Öner ve Ferhat Abimler Eskişehir’e geldi: Yıllar sonra kuzenlerim Öner ve Ferhat abilerim nihayet Eskişehir’e geldiler. Birlikte peye güzel zamanlar geçirdik.

Ağustos 2021: Bu ay yolculuğumuza 5 yazıyla devam etmişiz. Temmuz ayının son günlerinde Trabzon‘a gitmiştim Kübra ve Mustafa’nın düğünü için. Haliyle yazısını yazmak da Ağustos’a sarktı.

  • Kübra ve Mustafa Evlendi: Bu yıl katıldıklarım ve katılamadıklarımla en çok arkadaşımızın evlendiği yıl oldu. Mustafa ve Kübra’nın düğünleri de Trabzon’da olduğundan günübirlik de olsa gidip katıldım. Hayatımda ilk defa Trabzon’a gidip ilginç anılarla döndüm.
  • Doktora eğitimim resmi olarak bitti: Haziran’ın ilk haftası savunma sınavımı vermeme rağmen zincirleme yaşadığım bazı sorunlar, İstanbul görevi ve bayram tatili derken nihayet diplomamı alabildim. Doktora çalışması boyunca bana destek olan herkese, ancak özellikle de kıymetli ağabeyim Tarık DURMUŞ‘a teşekkür ederim. Doktoranın bana kazandırdığı en kıymetli kişi sen oldun. Merve ve Ümit sizleri de unutmuyorum elbette.
  • Setrak Bakırel Fransa’dan Points Of Libration’ın turkuaz baskısını gönderdi: Asia Minor’un yıl başında aldığım Points Of Libration albümünün plak baskısının İtalya’da sınırlı olarak basılan turkuaz renkli baskısını Setrak Bakırel üstad sayesinde arşivime ekledim. Yılın en önemli koleksiyon olayıydı bu.
  • İnanç’la Zafer Turuna katıldık: Bu hayatıma giren en renkli adamlardan biri olan İnanç‘la birlikte güzel bir bisiklet turuna katılıp Eskişehir’i dolaştık.

Eylül 2021: Rutini bozmadan, 5 yazı yazarak koskoca bir ayı geçirmişim. Yaz bitmiş, Covid bitmemişti.

  • Özel Sayı Dergi koleksiyonum genişliyor: DoganBurda dergilerinin bazı özel sayılarını toparlamaya devam ediyorum. Bu arada All About History dergisi de yıl içerisinde yayın hayatına emin adımlarla devam etti.
  • Araba ilk ciddi arızasını verdi: Ankara’dan Eskişehir’e üstelik tek başıma dönmek üzere yola çıktığım anda aracım arıza lambası yaktı. Aracı daha da ciddi bir sıkıntıya neden olmadan Eskişehir’e getirebildim. Arıza yapan parçanın ve işçiliğin bana maliyeti bin lirayı geçti.
  • Serdar Abi’yle S.. ilçesinde define avına çıktık: Yine başımıza gelmeyen kalmadı. Neyse ki ikimize de hiç bir şey olmadan sağ salim dönebildik eve.
  • Xiaomi şarjlı taşınabilir kompresör aldım: Bir önceki ay İnanç’la çıktığımız bisiklet turunda lastiğimin biri bana epey sorun çıkarmıştı. Daha sonra ise scooter’ın önce ön, sonra arka lastikleri sırasıyla patlamıştı. Bu sorunları art arda yaşayınca uzun süredir almayı düşündüğüm şarjlı kompresörü aldım. Xiaomi‘nin bu küçük ama işlevsel kompresörü otomobil lastiğini bile şişirebiliyor, dolayısıyla zor zamanlarda umulmadık bir yardımcı olarak güven veriyor.

Ekim 2021: 6 yazı yazmışım.

  • Kingdom of 3D ile işlevsel parçalar ürettik: Scooter için bir taşıma askısı almak istiyordum. Sağ olsun Kingdom Of 3D‘den Süha bana scooter’ın yapısal bütünlüğünü bozmadan kullanabileceğim bir aparat üretti. Bu sayede kısa mesafede ufak tefek şeyleri sürüş güvenliğini riske atmadan taşıyabiliyorum.
  • Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi projesi üzerine bir değerlendirme yazdım: Yazın İstanbul’da Masumiyet Müzesi‘ne gidip giremeyince Eskişehir’e döndüğümde takıntı haline getirip projenin tüm basılı ve görsel kaynaklarını topladım. Üretim sürecine ilişkin derlediğim notlarımı da blogda paylaştım. Bu projeyle ilgili olarak Türkçe yazılmış en iyi içeriklerden birisi olduğuna adım gibi eminim.

Kasım 2021: Kasım ayında 5 yazı yazmışım. Demek ki şu son dört ayda rölantide devam etmiş her şey. Bu ay kısa bir Ankara seyahatim oldu. Bu iş gezisinde Yahya Bey‘le birlikte kaldık. Ankara’da Ahmet Hocamla ve İlkan Abi’yle görüştüm.

  • Ankara’da Alper ve Özge’ye misafir olduk: Ekim ayının son hafta sonu, Kasım’ın da ilk günü Ankara’daydık. Ahmet Öncüer hocamla buluşup Jules Verne koleksiyonlarımıza orijinal gravürleri içeren yeni ciltler ekledik. Bunları ben bastırdım. Daha sonra ise Alper ve Özge’ye misafir olduk. Uzun bir aradan sonra böyle görüşebilmek hem çok mutlu etti hem de çok hüzünlendirdi.
  • Arabaya cam filmi çektirdim: Bir süredir Yunus Emre‘nin de teşvikiyle arabaya cam filmi çektirme planı yapıyorduk. Bu konuyu Mustafa’ya açtığımda sağ olsun dakikalar içerisinde olayı bağladı ve aynı hafta sonu işi bitirdik. Filmlerin koyuluğundan dolayı sürüşte sıkıntı yaşar mıyım diye tereddüt etsem de kısa sürede alıştığımı söyleyebilirim.

Aralık 2021: Yılın son ayında biraz da elde biriken taslakları eritmek için hızlanarak 8 yazı yazmış ve yılı kapatmışım. Bu ayın özellikle son günleri covid tedirginliğiyle geçti ve ne yazık ki iki kardeşim covid olup eve kapandılar. Anneme ve babama bulaşmasa da aynı evde kaldıkları için her günü o tedirginlikle yaşıyoruz.

  • Fahrenheit 451 sahaf yeni yerine taşındı: Değerli arkadaşım Devran’ın sahibi oldu Fahrenheit 451 sahaf, yeni bir binaya taşındı ve çok daha müthiş bir yer oldu. Yılın geri kalanında da defalarca uğrayıp bir şeyler aldım ve verdim.
  • History Of War yayın hayatına başladı: All About History’nin yalnızca savaş tarihine odaklanan kardeş dergisi History Of War, Türkiye’de yayın hayatına başladı. Üç aylık olarak yayımlanacak derginin ilk sayısı da epey ilgi görmüşe benziyor.
  • Perlatörle sudan tasarruf etmeye başladım: Denetime gittiğim bir fabrikadaki meslektaşımın tavsiyesiyle evdeki musluklara perlatör takarak birim zamanda harcanan su miktarını üçte bire düşürdüm.
  • Bir DV kameram oldu: Aslında bu gelişme bir önce ay temellerini attığım bir projeydi ancak sonuca ermesi yaklaşık bir ayı buldu. Artık eski teknoloji de sayılsa, Sony DV Handycam‘im oldu. Enes‘e bu hediyesi için ne kadar teşekkür etsem azdır.
  • Avatar – Uçurum çizgi romanı yayımlandı: Serinin üçüncü çizgi romanı da yine Gerekli Şeyler tarafından basıldı. Önceki iki baskının aksine, bu sefer çok kısa sürede duyurulup dağıtıldı. Diğer ikisi içerisinde en zayıf öykü bence buydu.
Şu ana kadar Türkçe olarak yayımlanan tüm Avatar çizgi romanları

Bu yazıyı yazarken Seval‘in kızının doğduğu haberini aldım. Minik yavrumuz Birce, İngiltere’de bizden kilometrelerce uzakta gözünü açtı. Muhtemelen yakın zamanda görme fırsatımız olmayacak ama birazdan annesini arayıp kameradan da olsa dayısıyla tanışmasını sağlayacağım. Ömrün uzun ve sağlıklı olsun Birce!

Bu yıl iş yerinde üç yılı doldurup dördüncü yılıma başladım. Şevkiye, Pınar ve Melike doğum izni sürecinde olduklarından yılın büyük kısmında yoktular. Yılın son haftası ise Volga’nın bir oğlu oldu. Sanem Abla’yla birlikte bir yılı devirdik. Her şey olabildiğince rutin giderken özelleştirilen Makina ve Kimya Endüstrisi işletmelerinden çok sayıda personelin Eskişehir’i ve çalıştığım kurumu tercih ettiğini öğrendik. Önümüzdeki günlerde başta bölümden arkadaşım Serkan olmak üzere bir sürü yeni arkadaşla tanışma ve çalışma heyecanı içerisindeyiz. Geçen yıl Caner’in gitmesi sebebiyle bu yılı da Halil Abi ve Yunus Emre’yle baş başa geçirdik. Bu yılın iş yerindeki en güzel haberlerinden birisi Sevda‘nın karşı şubemize gelmesi oldu. Böylece daha çok birlikte çalışma fırsatımız oldu. Bu durum pek çok arkadaşımızı pozitif yönde ivmelendirdi. Ancak geçen yıl olduğu gibi bu yıl da halı saha maçı yapmadık. Bir de bu yıl, çok uzun süre sonra kurumumuza stajyer öğrenciler geldiler. Sağ olsun hepsi de çok doğru düzgün insanlar, umut veren meslektaşlarımızdı. Faik, Gözde, Buket, Ayşe, Büşra, Damla, Ayşenur ve Zeynep’e gelecek hayatlarında başarılar dilerim. Sağ olsun Faik’le iletişimimiz hiç kopmadı.

Spora yeniden, yaz aylarında başladım. Pandemi nedeniyle yaklaşık 1,5 yıl hiç salonda antrenman yapmamıştım. Ancak yazın bu gidişe bir dur diyerek spora başladım. Kısa sürede olmasa da ortalama denilecek bir sürede, eski performansıma yetişmeyi hedefliyorum. Spor salonundaki çok kıymetli arkadaşlarım Enes, Emre Önk, Emre Akçakaya, Bilal, Batuhan Abi ve elbette Erhan Abi‘ye selamlar olsun.

Bu yıl Instagram epey hareketli sayılırdı. Hem blogun sayfasından, hem de kendi kişisel sayfamdan pek çok güzel içerik ve cover paylaştım. Özellikle cover çalışmalarında birlikte olduğum Alper, Ender ve Yağızhan’a teşekkürü bir borç bilirim. Aşağıya en güzellerinden ekliyorum.

Dolunay yazılarımı bu yıl da eksiksiz yazdım. Güzel bir ruh haliyle yazdığım bu yazılarda pek çok başarılı ve başarısız şiir girişimlerim oluyor. Eskiden daha korkmadan yazardım şiirlerimi. Şimdi ise şiir konusunda yenemediğim bir korkum var. Üzerine gitmeli miyim bilmiyorum. Yazın Gürkan Abi’yle şiir üzerine konuştuk ve bu türün, üzerinde en çok uzlaşılamayan tür olduğuna karar verdik. Şiir bambaşka bir ruh hali. Bazen en afili sözcükler bile yavan kalırken, öyle cebinde gezdirebileceğin türden iki üç kelimeyle dünyaları başına yıkabiliyorsun insanın.

Bu yıl Sertan‘ın bana çok güzel bir hediyesi oldu doktoramı bitirince: IPTV. İnanılmaz bir hizmet bu. Bunun dışında Netflix ve Amazon Prime‘ı sık sık kullandım. Netflix’de yayımlanan popüler içeriklerin (Squad Game, La Casa De Papel, Witcher, Kulüp vb.) büyük kısmını izledim. Bunun yanı sıra izlemekten büyük keyif aldığım özellikle II. Dünya Savaşı temalı filmleri de birkaç kere döndüre döndüre izledim. Hariçten izlediğim en güzel şey ise Brooklyn Nine Nine‘ın final sezonu oldu. Amazon Prime’da Zaman Çarkı serisini beğenerek izledim. Bu yıl izlediğim en güzel film galiba Dune idi. Ben önce filmi izleyip sonra kitabı okumaya karar verdim. Bir de İthaki’den yayımlanan Dune çizgi romanını aldım. Bu da çok kıymetli oldu filmi daha iyi anlayabilmek için. Exxen’de yayımlanan Gibi dizisi bu yıl izlediğim en komik diziydi. Müthişti gerçekten 🙂

Bu yıl kitaplığıma hediye edilen ve benim satın aldığım toplam 116 kitap dahil olmuş. Bunu 10 tane dergi izlemiş. Aldığım kitapların 60 tanesi Jules Verne’ye ait eserlermiş. Yıla Dostoyevski’nin Kumarbaz‘ını okuyarak (Mustafa’nın hediyesi) başlayıp Orhan Pamuk’un Kafamda Tuhaf Şeyleri okuyarak bitirmişim. Saatleri Ayarlama Enstitüsü ve Masumiyet Müzesi’ni ise yeniden okudum. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü yarıda bıraktım. Masumiyet Müzesi’yle birlikte Şeylerin Masumiyeti ve Hatıraların Masumiyeti isimli yan kitapları da okuyup Hatıraların Masumiyeti’ni bir de film/belgesel olarak izledim. Çizgi romanları giderek sevmeye başladım. Avatar’ın iki cildinin yanı sıra Dune’un grafik romanının ilk sayısını ve NTV Yayınları’ndan çıkan Frankestein’ı aldım. Arunas Yayıncılık’ık çizgi romanları serisini ise tamamlıyorum.

2021 yılı müzikal açıdan çok da başımı döndürmedi açıkçası. Özellikle metal dışı tarzlarda güzel keşifler yaptım. Bilgisayardaki ve telefondaki Spotify’ımda hep eski şarkılar liste başı olmuş. Cranberries – Promises, Gojira – Esoteric Surgery ve Yavuz Çetin – Benimle Uçmak İster misin? liste başı parçalarım. Metal türü dışındaki yeni keşiflerim ise Khruangbin, Akbaba İkilisi – Darıldım, LDRDO – Lost In The Fire (albümün tamamı), Melike Şahin – Uykumun Boynunu Bükme, Madrigal – Neogazino (albümün tamamı) ve Wet Leg – Chaise Long oldular. Melike Şahin’in bu şarkısını gerçekten sevdim. Çok bekledim ama Mabel Matiz yeni albüm yapmadı. Metal müzikte bu yıl severek dinlediğim albümlerin başında Sabhankra’nın son albümü, Cidesphere‘ın son albümü ve As I Lay Dying‘in Shadows Are Security (2005) yer alıyor. Ancak bu yılın bana göre en büyük müzik olayı ve yayımlandığı günden beri sürekli dinlediğim grubu The Halo Effect oldu. Büyük bir sürpriz yaparak eski In Flames üyelerinin bir araya gelip mevcut In Flames’e nazire yaparcasına çaldıkları grubun şu ana kadar Shadowminds isimli tek bir parçası yayımlandı. Albümün 2022 yılında çıkacağı söyleniyor. Umarım albüm de ilk single gibi bomba olur. Jesper’ı, Peter’ı ve çok sevdiğim Daniel’i yeniden bir arada görmek paha biçilmez. Pentagram bu yıl da yeni albüm yayımlamadı. Pride ve Sur isimli iki parça yayımladı. Artık koro işini bırakmaları gerek bence.

Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da Mert’in ilk yaşına kadar olan her ayı farklı bir konseptle fotoğrafladım. Nihayet Mayıs ayında ise Mert Ekin’in ilk yaş gününü kutladık. Yıllardır hayalini kurduğum bir şey yaparak ilk doğum gününde Mert’i Hobbit yaptık. Merve sağ olsun pastayı Hobbit evi şeklinde kendisi yaptı. Pelerinini babaannesi dikti. Kılıcı ve diğer detayları da ben hallettim. Umarım Mert gelecekte bu fotoğraflara bakıp mutlu olur.

Evet şimdi de geldik en önemli bölüme: Hedefler. Bence yılımın özeti yazılarındaki en vurucu kısım burası. Hem koyduğum hedefler bakımından önemli, hem de bu hedefleri yıl içerisinde ne zaman yerine getirebildiğim ya da neden yerine getiremediğimin sorgulamasını yapabildiğim için önemli. Bakalım geçen yıl kendime hangi hedefleri koymuş ve ne kadarında başarılı olabilmişim.

  • Elektronik davuluma ilave bir crash zili almak (Alabildim, bu hedefe ulaştım)
  • Tank maketimi bir diorama ile bitirmek (Olmadı, bu yıl da bitmedi)
  • Vasatın üzerinde bir otomobil almak (Alabildim, bu hedefe ulaştım)
  • Doktoramı bitirmek (Bitirebildim, bu hedefe ulaştım)
  • Eğer covid-19 nihayet tüm ülkede sona ererse iki farklı zamanda tatile gitmek (Olmadı, Covid bitmedi, yazın üç günlük bir tatile gittik)
  • Alper’in isimsizini bitirmek (Bitmedi)

Peki bu yıl neler yapmayı hedefliyorum? Öyle çok büyük şeyler istemiyorum. Ekonomik durumumuzun biraz daha rayına girmesini diliyorum. Zaten bir lüksümüz yokken, en azından hala kitap alabiliyor olmayı diliyorum. Çünkü plak alabilmek ve hatta CD alabilmek lüks olmaya başladı.

  • Yabancı dil sınavına girip 70 almak
  • Makale yazıp yayınlatmak
  • Çadır kampı yapabilmek
  • ALFA Yayınları’nın Olağanüstü Yolculuklar serisinin en az %60’ını tamamlamak
  • Merve’ye araba sürmesini öğretebilmek
  • Kendime bir elektro gitar yapabilmek

Bakalım bu hedeflerin ne kadarı gerçek olacak hep birlikte göreceğiz. Blogu okumaya devam eden tüm okuyucular gibi sen de bu hikayelerin bir parçası olmaya devam edebilirsin sevgili okur. Bu blogu ben yazıyorum evet, ama bu blog yayın hayatına devam ettiği neredeyse 13 sene boyunca çevremdeki tüm arkadaşlarımın, dostlarımın da blogu oldu. Alper’in, Sercan’ın, Volkan’ın, Mustafa’nın, Koray’ın, Utku’nun, Seval’in, Halil Abi’nin ve Enes’in de blogu oldu. Çünkü hayatlarımız unutulup gitmeyecek kadar kıymetli. Herkese mutlu, sağlıklı, refah ve huzur dolu bir yıl diliyorum. My Resort Herkes İçin Blog!